6 Ocak 2012 Cuma

Türkiye Karayolları Akdeniz , Alanya Seyahat,Dim Çayı,Dim mağarası

Gazipaşa'nın merkezine girmeden sahil yolunu dümdüz takip ederek Anayolda ilerlemeye devam ettiğinizde , Akdeniz'in güzellilerinin içine doğru giriş yapıyor gibisiniz.Yollar gittikçe güzelleşiyor ve medeniyete doğru ilerliyorsunuz.Yolun asvalt yapısı gittikçe daha iyi oluyor.Sağ tarafınızda tepelerin üzerine kurulmuş muz seraları ve açık alan muz tarlaları size yol boyunca eşlik ediyor.Buraya kadar duraklamanıza gerek olmadan yapacağınız bir saatlik yol sizi Alanya'ya ulaştıracak.Alanya'ya yanaştığınızda deniz kenarına kenarında yapılandırılmış büyük otelleri bulacaksınız .Gazipaşa 'dan Alanya'ya kadar olan kısımda yolda görebileceğiniz pek fazla biryer yok ancak Alanya 'ya gelmeden 10-12km kadar önce Dim çayı ve Dim mağarası var.Burada duraklayıp , rahatlamak muhteşem bir deneyim olacak sizin için......
Alanya'girişinden  , Dim çayı merkezine kadar yaklaşık 10-12 km kadar bir yol var , yol dağın içine doğru yüklesen bir yapıya sahip ve cok düzgün değil.Dim Çayı'na giderken , tipik Akdeniz faunasının içinden gecerek tırmanıyorsunuz, çam ormanları ve ısı değişimi kendini hissettiriyor.Dim Çayı kenarında kurulmuş çok sayıda tesis var ancak siz yukarıya doğru tırmanmaya devam edin,Dim çayı yatağına kurulmuş olan bir baraj gececeksiniz .Daha sonra yolun sol tarafında kurulu tesisilerde gayet keyifli bir kahvaltı yapabilirsiniz. Peynir çeşitleri , reçeller , sucuklu yumurta , taze ekmek ve çay gibi güne başlamak için bütün ihtiyacınız olan enerjiyi buradan toplayabilirsiniz.Tesisler tam olarak irili ufaklı şelalelerin yanına kurulmuş ve dere yatağında yaptıkları küçük havuzlar var , eğer cesaretiniz varsa bu havuzlara girebilirsiniz ancak ben suya giripte 1-2 dakikadan fazla dayananını görmedim.Bu tesisler bakımlı ve tuvaletleri temiz.Biz dönüş yolunda olduğumuz için gidemedik ancak Dim mağarasınında methini cok duyduk.Mağaraya ulaşmak için  şelale yataklarına kurulmuş tesislerden farklı olarak daha yukarılara tırmanmalısınız. Dim mağarası ile şelale üzerine kurulmuş olan tesislere ulaşmak için farklı yollar var .Dim mağarası deniz seviyesinden yaklaşık 230m yükseklikte ve iki ayrı mağaradan oluşuyor.


bkz. Dim mağarası kesit ve harita

bkz.Dim Çayı tesisler ve Şelaleler.....

buzzzz gibi bir kahvaltı,yazın kavurucu sıcağından bir kacış. 

dim cayı üzerinde kahvaltı ve yemek için tepelerin içine kurulmuş ahşap bölmeler
Buraları görmeyi ihmal etmeyin ve kesin kahvaltınızı Dim Çayı'nda yapın derim. Bir sonraki yazıda Alanya'ya giriyoruz....:)   (En sonunda , Sin City Alanya)


4 Ocak 2012 Çarşamba

motor kıyafetleri,motor çantaları

Motorla yola çıkmadan önce yanınıza almanız gerekn bazı şeyleri hatırlatmak isterim.Yazın Türkiye'nin sıcağı malum,Akdeniz cayır cayır kavrulmakta bu sebeple motor kıyafetlerinin içerisinde seyahat etmek imkansız bir hale geliyor.Mecburen bir kot pantalon veya şortla motor kullanmak zorundasınız ki , budaaslında cok sağlıklı değil.pantalon olarak ne giyerseniz giyin asla ve asla yapmamanız gerken şey birçoğu cengaver motorcu arkaldaşların yaptığı gibi terlikle motor kullanmamalısınız.Yazın sıcakta giyebileceğiniz ama aynı zamanda ayaklarınızı koruyabileceğiniz hava alan ayakkabılar mevcut , bunları araştırın istanbul Kadıköy Motorcularda bu tip yazlık ayakkabıları bulabilirsiniz. Bua yakkabılar oldukça şık ve fiyat aralıkları 70-150 dolar arasında değişiyor.Unutmayınki internetin ve online satışın yaygın olarak kullanıldığı günümüzde güvenli bir şekilde kredi kartı aracılığyla yurtdışından alışveriş ve kargo ile satın alabilirsiniz .Türkiye'ye bu ürünlerin gelmesi nereden sipariş ettiğinize bağlı olarak maksimum 2 haftada geliyor ,üstelik birden fazla ürün alarak tekbir kargo masrafı ile alışverişinizi rahatlıkla yapabilirsiniz.Alpinestar , oldukça sağlam ve dünyaca tanınan ve fomula 1 gibi organizasyonlara ürün sağlayan bir marka.
bakınız: http://www.motorcycle-superstore.com
Alpinestar
gündelik olarakta kullanabileceğiniz bir sürüş ayakkabısı.


cok farklı modeller mevcut inceleyebilirsiniz..












Bunun dışında eğer bir touring yada custom sürücüsü iseniz , kesinlikle deri bir yelek edinmelisiniz.Motorla yapılan seyahatlarda yaşanan en büyük sıkıntı gece yolculukları esnasında,yolun deniz seviyesinden yüksekliğine veya ormanlık olup olmamasına bağlı olarak değişen ve kendini hafif bir serinlik olarak hissettiren ısı farklılıkları.Siz her ne kadar "benim için tamamdır" desenizde ,göğsünüze yediğiniz rüzgar,akciğerlerinizi üşütme riskini taşıyor.Unutmayın ki dün akşam süper bir gece gecirdiniz ve muhtemelen alkolü biraz fazla kaçırmış olabilirsiniz , bu vucüt direncinizi aşağı noktalara çekicek demektir.Deri bir yelek için sizlere hem fiyat hemde ürün yelpazesi ve kalite olarak önerim HUDSON DERİ 'ye bir göz atmanız .Burada çok farklı çantalarıda bulmanız mümkün.
bakınız:  http://www.hudsonderi.com/?urun-1099-330-BF-HLY-BAY-DERi-YELEK--motosiklet-motorsiklet.html

Ceketin yaka kısmı acık ve rahat olmalıdır.Sıcakta bu büyük bir önem taşıyor.Herşey biryana deri yelekle  dolaşmanın size  verdiği hava her türlü ödemeye değer.:))))))))) fiyat aralıkları:150-250TL

Bu arada Sissy Bar ve SissyBar üzerine takılan ve genişleyen canta secenekleri rahat bir yolculuğun anahtarı.Motorunuzun pillon kısmında sırtlık ve sissy bar olmasa dahi  ,bunlar  ayrı olarak monte edilebilir ürünler olarak , motor pazarında mevcut.
farklı şekilerde ve boyutlarda sissybar bulmak mümkün , bu barlar 15-20 kiloya kadar yük taşıyabiliyorlar
http://motors.shop.ebay.com/i.html?_nkw=harley+sissy+bar

sissy bar bag olarak internette arayacağınız ürünler , Amerika'da bolca var, ve fiyatları Türkiye'ye göre 1/3 oranında neredeyse.Siz önce tabiiki yakınınızdaki ürünlere bakın .Aşağıdaki canta bizim bu yıl kullandığımız ve Amerika'dan getirttiğim canta , oldukça rahat ve kullanışlı.Cantayı alırken genişleyebilme ve kolay montaj gibi özellikleri önem kazanıyor.Gittiğiniz hiçbiryerde motorun çantasını gece üzerinde bırakmayın ve motorunuzu kılıfla örtün, bu meraklı insanları ve siz yokken "aman , dur bir oturayım motorun üstünede fotoğrafımı çek" diyen süper zekaları uzaklaştırıyor.
sissybar için aşağıdaki siteye bakabilirsiniz.Buradan yapacağınız alışverişte kargo gözünüzü korkutmasın.Ürün 2 hafta içerisinde geliyor, deri ve dikişler sağlam üstelik havakoşulları ve suya karşı dayanıklı.Eğer paraya kıymak isterseniz daha sert malzemelerden yapılmış ürünlerde var , seçimi size kalmış.Ürün gelirken yaklaşık olarak 20-40 dolar kargo ödesenizde , oldukça sağlam ve kullanımı rahat. 
bkz.
Çok parçalı canta malzemeleri bölmenize  ve acil ihtiyaçlarınızı küçük çantada taşımanıza imkan sağlıyor.
http://www.motorcycle-luggage.com/motorcycle/ML306.html
70 dolar civarında bir ürün kargo ile birlikte size 100 dolara mal olabilir.Kargo süreleri Amerika'dan yaklaşık 2 hafta sürüyor.


En önemli ve olmazsa olmaz ihtiyaç , depo üzerine takabileceğiniz ve mıknatısla kolayca tutturulabilinen cantalar . Evraklarınız ve cüzdan gibi heran ihtiyaç duyabileceğiniz malzemeleri burada muhafaza edebilirsiniz.

bkz.http://www.amazon.com/gp/product/B000VDYSS6/ref=pd_lpo_k2_dp_sr_2?pf_rd_p=1278548962&pf_rd_s=lpo-top-stripe-1&pf_rd_t=201&pf_rd_i=B001B5QEW6&pf_rd_m=ATVPDKIKX0DER&pf_rd_r=0CV9P4ED4E94QHVCR2X1

Kesinlikle edinin, cok işinize yarayacak.....Fiyat :70-100 dolar...

Daha sonra görüşmek ümidiyle sizleri interneti araştırmaya davet ediyorum......


3 Ocak 2012 Salı

Ewet , hep laf kalabalığı olmasın diye arada bir sizlere 1-2 şarkıda söylemem lazım, iyi seyirler..:)

Gazipaşa , Alanya yolu , Araçla seyahat...

Ohooooo hocam, aradan neredeyse 6ay geçmiş , bu arada gündelik hayatın yük ve sıkıntıları , çalışma temposunun durmak bilmez devamlılığı ve kişisel hikayeler blogun önüne geçmiş..
Tembel Blogger yaklaşık olarak 6-7 ay hiçbirşey yazmadan yaşamını devam ettirmiş.

Neyse , "Olur böyle şeyler" diyerek anlatmaya devam edelim.

Gazipaşa , Anadolu 'da bir şehir mi , yoksa bir deniz kenarı kasabasımı , anlamak biraz zor.Nezaman Ege kıyılarında   gördüğünüz kasabalar ile Akdeniz'in doğusundaki kasabaları karşılaştırsanız , Türkiye'de yer etmiş olan doğu ile batının gördüğü farklı muameleleri birazdaha sezebilirsiniz.Aslında Gazipaşa konum olarak gelişmeye açık ve potansiyeli olan bir yer , mesela kullanılamayan ama işe yarayabileceği düşünülmüş bir havaalanı bile var , daha önceki yazılardan hatırlarsanız ,bu blogta havaalanın trajikomik durumunudan kısaca bahsetmiştik.Denize "0"  noktasındaki birçoğu sahil kasabasından farklı olarak Gazipaşa ,şehirleşme ile kasabalılık arasında sıkışmış kalmış gibi gözüküyor.
Motorla yada hangi taşıtla seyahat ederseniz edin , Antalya ve daha batı kesimlerdeki yerlere göre daha özensiz dökülmüş , mıcırlı , asvalt , garip ve yetersiz yol işaretleri , yolun orasından burasından önünüze fırlayabilecek araçlar ,  dikkkatinizi toparlamanızı gerektiriyor.Türkiye insanının Renault Station Vagon araba ile olan ilişkisine bayılmamak elde değil.  Renault , kesinlikle ve kesinikle Türk insanı ve bilumum benzer ülkeler için yapılmış , Station Vagon bir renault gördüğünüzde unutmayınki , araçtaki şoförün sizi görme ihtimali yoktur , aşırı yüklenmiş bagaj ve kapasitesinin üzerinde çektiği ağırlık sebebi ile  gariban Renault'un kıç kısmı neredeyse asvaltla aynı seviyededir o an .Sürücü ,yükünün selametinin derdine öyle bir dalmıştır ki , büyük bir ihtimalle o ana kadar dikiz aynalarının ayarlarının üzerinden kaçmış olduğunun farkında bile değildir.Bu tamamen devletin(Devlet ana nerede?:)) ayıbı, adama verme sen eli yüzü düzgün bir kredi yada ne bileyim malına ,hasatına yeterli bedeli ödeme, sonrada Avrupa'da olduğu gibi düzgün koşullarda tarım ve taşımacılık yapmalarını bekle.Ben , Türk insanın bu her koşula ayak uydurabilen ve çözüm üretebilen yapısına bayılıyorum da , hakkını aramayı bilmeyen yapısını anlayamıyorum.
Neyse , konu olması gerektiğinden farklı yerlere gitti bir an.
Motorla seyahat etmek , yaşayabileceğiniz en keyifli olaylardan biri.Kendinizi seyahat ettiğiniz çevrenin içinde hissediyorsunuz , doğa ve rüzgarla aranıza giren cam, göstergeler yada celik olmadığı için  motorun yol alırken cıkardığı sesten , asvaltta yuvarlanıp giden lastiğinizin altında ezilen çakıl taşlarının sesleri , duyabileceğiniz ve görebileceğiniz ne varsa , hepsinin tam olarak içinde ve ortasında hissediyorsunuz kendinizi. Sanki altınızda akıp giden yol değilde , keyfin ve zamanın ta kendisi.
Gazipaşa 'ya geldiniz , teknik olarak halen D400 yada E90 olarak haritalarda işaretlenmiş olan Antalya - Mersin anayolu üzerindesiniz. Arada yolun denizden uzaklaştığı anlar , bu noktadan sonra oldukça azalacak . Antalya -Mersin yolu size Antalya'ya kadar 2 geliş 2 gidişli yolun verdiği rahatlığı yaşatacak. Ancak  bazı kısımlarda yolun daraldığı ama size sıkıntı yaratmadığı noktalardanda geçtiğinizde olacak.
Bir düşünün , yaptığınız sıkıntılı ve biraz tehlikeli kabul edilebilecek bu yolculuktan sonra yanlızca 45kilometreniz kaldı.
Alanya , Akdeniz turizminin en önemli yerleşimlerinden biri.Yola devam ederken genişleyen asvalt
ve sol tarafınızda kalan uzun sahilller , denize giren insanlar ve yolun sağtarafındaki devasa tesisler , bunların hepsini görmeniz ve hafif uyuşmuş haldeki poponuzu rahat bir koltuğa koyup biranızı yudumlamanız için yalnızaca 45 km.
Yola cıkmadan önce çektirmiş olduğum bir fotoğraf daha sonra ünlü bir ressam tarafından yağlı boya olarak bu şekilde yorumlandı. :)
Şu ana kadar yapmış olduğunuz yol aslında , görülmeye değer ve keyifli noktalardan gectiğinizi hatırlayacağınız bir hatıra olarak kalacakaklınızda büyük ihtimalle.Taşucu'dan başlayan yol çalışmaları hiç bitmeyecekmiş gibi gözüksede eminim birgün, sizin cocuğunuz ya da çocuğunuzun , cocuğunun keyifle seyahat edeceği bir  yol haline gelecek buralar . Sadece biraz zamana ihtiyac var . Bütün toprak yol karmaşalarını , kısıtlı ve yetersiz işaretlemeleri,heran yolun ortasına fırlayan sağlı sollu araçları , asla eksik olmayan kamyon ve tırları , yetersiz konaklama tesislerini bir kenara bırakırsanız ,Taşucu'nun keyifli limanında rakı ve balık keyfi yapmış olduğunuz  yada dağ yolunun dar ama yemyesil bir yol olduğu veya yol kenarında size gözleme yapmış olan teyzenin kırmızı , tombul yanakları ve buz gibi ayran aklınızda kalabilir.
Eminin bundan yıllar sonra , bu bölgede yaşayan insanlarda düzgün yollara , tesislere ve turistlerin uğrak yeri haline gelmiş kasabalara  sahip olacaklar.